NEREDE KALMIŞTIK?

Acısıyla tatlısıyla koskoca bir 2017 yılını geride bıraktık.  Geride bıraktığımız bu yılda neler yaşadık, neler kazandık, neler kaybettik diye düşünmek, hafızalarımızı biraz yoklamanın iyi olacağı kanaatindeyim. Özellikle asansör sektörü açısından 2017 yılının dolu dolu geçtiğini yönetmeliklerin, tebliğlerin, standartların ve Bakanlık görüşlerinin güncellendiğini ve bu değişimin peşi sıra mimarı, montaj firması, muayene kuruluşu, belediyesi ve üreticisi derken sektördeki her branşın bu değişimlerden az ya da çok etkilendiğini söyleyebiliriz. Ekmeğini yediğimiz asansör sektörünün günümüzdeki durumunu ve değişimlerin neticesini bu yazımda farklı perspektiflerden bakarak analiz etmeye çalıştım.

Sanayi Genel Müdürlüğünün 2016 Sektör Raporuna göre ülkemizde asansör sektöründe 132 milyon dolar ihracat, 289 milyon dolar ithalat gerçekleştirildiğini ve sattığımızın neredeyse iki katından fazlasını ithal ettiğimizi söyleyebiliriz.  Halbuki sektörümüzde yerli ray, motor, kapı üreticilerinin yanı sıra yerli kumanda panosu, halat, buton ve kabin üreticileri mevcutken bu ürünlerin hepsini yurtdışından nasıl satın alabiliyoruz? Aslında tepeden tırnağa her parçasını üretebildiğimiz bir ürün gurubunda nasıl oluyor da dışarı bağımlı kalabiliyor ve hala neden kendi yağımızla kavrulamıyoruz? Bu soruların cevabını üreticiden tüketiciye kadar herkesin oturup düşünmesi ve çözüm bulması gerekir.

Bir müteahhit, bir apartman ya da site yöneticisi günümüzde tercihini ve önceliğini neden yerli firmalardan yana kullanmaz, öncelikle bunu sorgulamalıyız.  Sektörün geleceği açısından bu tercihi şimdi sorgulamazsak ilerleyen günlerde yerli asansör monte eden firma sayısı azalacak bununla birlikte yerli üretici sayısı da azalacaktır. Sektörün var olması ve ayakta kalması için öncelikli olarak yerli piyasayı elimizden geldiğince desteklemeliyiz.

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı verilerine göre ülkemizde AR-GE merkezi sayısı 768’e yükselmiştir. Peki, bu sayının içinde asansör sektörüne ait kaç firma var sizce?  Maalesef üzülerek söylüyorum ki sadece 3 tane. Sözü gelmişken bu üç firmayı yani Ake Asansör, Has Asansör, Wittur Asansör’ü tebrik eder, başarılarının devamını canı gönülden dilerim. Bu firmaların sayılarının her geçen gün biraz daha artması temennisi ve ümidi ile başka bir bakış açısı ile devam edelim.

Sanayi Genel Müdürlüğünün 2017 Sektör Raporuna göre Hizmet Yeterlilik Belgesine (HYB) sahip  2100 asansör firması var.  Sanayi sicil uygulamaları kapsamında asansör montaj firmalarınca Bakanlığa iletilen yıllık işletme cetveli verileri dikkate alındığında, idari personel ile birlikte sektörde çalışan kişi sayısının 20.196 kişi olduğu görülmektedir. Sayı olarak baktığımızda, bazı ülkelerin toplam nüfusundan daha fazla insanın bu sektöre emek verdiği söyleyebiliriz. Peki, böylesi emektarı olan asansör sektöründe eksik olan şey ne? Bu kadar çalışanı, emek vereni, alın teri dökeni olmasına rağmen bizler neden ürettiğimizin iki katını ihraç ediyoruz?

Şöyle bir şey var ki yaptıklarımızdan ne kadar sorumluysak imkân varken yapmadıklarımızdan da sorumluyuz. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki eğer istersek, eğer arzu edersek eğer Peygamber efendimiz (S.A.V.) bize emrettiği gibi, bir elin parmakları gibi birbirimize kenetlenir ve kardeş olmanın gereğini yerine getirirsek sektörümüzdeki tüm sorunları kolayca aşabiliriz. Bunun için yeterli güce sahibiz, yeterli akla ve araç gerece de sahibiz.

Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u saygı ve rahmetle anıyor ve sözlerime üstadın mısraları ile tamamlamak istiyorum.

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!